Linux Kullanıcıları Derneği (LKD), her ay Ankara’da ve İstanbul’da düzenli Özgür Yazılım/Açık Kaynak Kod (ÖY/AKK) seminerleri veriyor. Gelen taleplere göre de hiçbir ücret talep etmeksizin Türkiye’nin dört bir yanına seminer vermeye gidebiliyor. Seminerler, başlangıç düzeyinden ileri seviyelere kadar çok farklı teknik içeriklerden oluşabiliyor. Ancak bu seminerler ilk başta akla gelenin aksine teknik konularla sınırlı değil. Daha doğrusu LKD seminerlerine baktığımızda toplumsaldan bağımsız bir “teknik”in olmadığı, olamayacağı açık seçik görülüyor.
Kategori: Özgür Yazılım
Fikir Hırsızları[1]… Microsoft’un 2000 poundluk kısa film yarışmasının adı.
Fikir Hırsızları, sizin yaratımınızı veya buluşunuzu çalan, bundan kar eden insanlar hakkında. Microsoft soruyor:
“Düşünün bir… Başkası sizin çalışmalarınıza el koyuyor, onu kendi mülkiyetine geçiriyor. Nasıl hissederdiniz? Ne yapardınız?
Bilmek istiyoruz!”
İlginç bir tarihçesi var Internet’in. 1957 yılında SSCB uzaya ilk dünya uydusunu, Sputnik’i fırlattı. Uyduların bugün her türlü verinin iletilmesinde önemli bir rol oynadığı düşünüldüğünde Sputnik için küresel telekomünikasyonun başlangıcıdır diyebiliriz[1]. Bunu takiben teknolojik yarışta geri kalmak istemeyen ABD, Savunma Bakanlığı içinde ARPA (Advanced Research Projects Agency-İleri Araştırma Projeleri Ajansı) adlı yeni bir birim oluşturdu. Internet’in atası ARPANET işte bu birimin altında, “ağların ağı”nı oluşturmak amacıyla çıktı. Bu ağlar, soğuk savaş yıllarında askeri amaçlar düşünülerek tasarlandı ve ağır savaş koşullarına dayanacak kapasitedeydiler.
Bugün tartışmanın odağında ABD tarzı patentlemenin AB’de de geçerli olup olmayacağı yatıyor. ABD yasalarına göre saf yazılım ve iş metotları patentlenebilirken, AB yasaları buna izin vermiyor. Üstelik söz konusu durum Avrupa Parlamentosu’nca 24 Eylül 2003 tarihinde bir kez daha onaylandı. İlk kez ‘bilgisayar kullanılarak gerçekleştirilen buluşların’ patentlenebilirliği kabul edildi, ancak getirilen ek düzenlemelerle ABD tarzı patentlemenin tamamen önüne geçildi. Böylece algoritmalar ve iş metotları (Amazon’un aldığı ‘tek tıkla alışveriş’ gibi) bir kez daha tamamen patent yasalarının kapsamı dışına çıkarıldı. Ancak bu son değil, patent savaşının yeniden alevlendiği bir başlangıçtı. Patent lobisi, faaliyetlerine hız verirken patent karşıtları da buna sessiz kalmadı.
Bu yazıda, Çin, Almanya ve Brezilya hükümetlerinin ÖAKKY’yi tercihlerini etkileyen faktörler ve ÖAKKY’ye geçiş süreçleri incelenecek. İlk bölümde, çalışmayı daha anlaşılır kılmak amacıyla, e-devlet, ağ dışsallıkları ve yazılımda mülkiyet kavramları ele alınacak.
İkinci bölümde, söz konusu ülkelerin genel politikaları ve ÖAKKY’nin bu politikalarla ilişkisi analiz edilecek.
Çin, son yıllardaki göz kamaştırıcı büyümesiyle dikkatleri üzerinde topluyor. Merkezi planlamaya dayalı Çin ekonomisi, yazılıma büyük önem veriyor. Bunun yanı sıra, kalabalık nüfusunu ağ dışsallıkları bağlamında ele aldığımızda Çin’in bilişim dünyasındaki yeri daha çok göze çarpıyor.
Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler, enformasyon devrimini geriden takip etmenin telaşı içindeler. AB’nin lider ülkelerinden Almanya’nın son zamanlardaki atılımlarını bu “geç kalınmışlık” duygusu ve ÖAKKY’nin buna yönelik sunduğu olanaklar bağlamında ele almak gerekiyor.
Brezilya ise gelişmekte olan bir ülke ve Lula’nın başkanlığıyla yeni bir döneme girdi. Lulalı Brezilya, gelişmekte olan ülkeler için henüz çok geç olmadığını ve sayısal uçurumun ancak bağımsızlık üzerine kurulmuş bilişim politikalarıyla aşılabileceğini gösteriyor.
Yazının son bölümünde ise, Çin, Almanya ve Brezilya hükümetlerinin deneyimlerinden yola çıkarak, ÖAKKY, Türkiye bağlamında tartışılıyor.