"Enter"a basıp içeriğe geçin

Ay: Ekim 2023

Yapay Zekâ ve Riskler

Geçen ayki yazıda FLI’nın (Yaşamın Geleceği Enstitüsü – Future of Life Institute), 22 Mart’ta yayımladığı “Dev Yapay Zeka Deneylerini Duraklatın” başlıklı açık mektubundan bahsetmiştim. FLI, güçlü YZ (yapay zekâ) sistemlerinin geliştirilmesine devam etmeden önce risklerin yönetilebilirliğinden emin olunması gerektiğini savunuyordu. 30 Mayıs’ta da CAIS’in (Center for AI Safety – Yapay Zeka Güvenliği Merkezi) web sitesinde dünyanın önde gelen YZ araştırmacılarının yanında başka disiplinlerden akademisyenlerin ve Microsoft, Google, OpenAI gibi şirketlerinin yöneticilerinin imzaladığı kısa bir bildiri yayımlandı. Bir tartışma başlatmayı hedefleyen bildiride şöyle yazıyordu (https://www.safe.ai/statement-on-ai-risk):

Yapay zekâ kaynaklı yok olma riskinin azaltılması, salgın hastalıklar ve nükleer savaş gibi diğer toplumsal ölçekli risklerle birlikte küresel bir öncelik olmalıdır.

Elon Musk’ın WeChat Rüyası

Elon Musk, Twitter’la oynamaya devam ediyor. Önce Twitter’a yeni kurallar getirmeye çalıştı, sonra gelen tepkilere göre koyduğu kuralları yeniden düzenledi. Paralı üyeliği teşvik edici düzenlemeler yaptı. Reklam gelirinin bir kısmını paralı üyelerle paylaştı. Musk, sallapati adımlar atıyormuş gibi görünse de aslında belirli bir vizyon doğrultusunda ilerlemeye ve Twitter’dan bambaşka bir uygulama çıkarmaya çalışıyor. Geçen yılki açıklamasında bunun ipucunu vermiş, Twitter alımının her şeyin uygulaması X’i yaratmayı hızlandıracağını belirtmişti.

Yapay Zekâ ve İş Yerleri

Son iki yazıda YZ (yapay zekâ) alanında çalışan akademisyenlerin ve iş insanlarının YZ hakkındaki endişelerinden bahsetmiştim. FLI (Yaşamın Geleceği Enstitüsü – Future of Life Institute), dev YZ deneylerini duraklatma çağrısı yapmış ve CAIS (Center for AI Safety – Yapay Zekâ Güvenliği Merkezi) de YZ kaynaklı yok olma riskinin salgın hastalıklar ve nükleer savaş gibi diğer toplumsal ölçekli risklerle birlikte küresel bir öncelik olması gerektiğini savunan bir bildiri yayımlamıştı.

Yapay Zeka Etiği ile Göz Boyama

Facebook/Cambridge Analytica skandalının ardından teknoloji şirketlerinin iş modelleri mercek altına alındı ve faaliyetleri sorgulanmaya başlandı. Google’ın insansız hava aracı saldırılarını iyileştirebilecek bir Pentagon programına katılması şirket çalışanları tarafından protesto edildi. Diğer yandan YZ’nin (yapay zekâ) gündelik hayattaki kullanımından kaynaklı (otomatik karar sistemlerinin kararları, mahremiyet, yüz tanıma sistemleri vb) sorunlar da giderek kendini gösteriyordu. Bu koşullarda, şirketlerin faaliyetlerinin düzenlenmesi gerektiği düşüncesi kamuoyunda ve siyasetçiler arasında yaygınlaşırken YZ etiği şirketler için hem dışarıdan düzenlemelere karşı çıkmanın hem de şirket dışında ve içinde sarsılan imajlarını toparlamanın bir aracı haline geldi. Veri ve bundan sağlanan YZ’ye dayalı kapitalizminin ortaya çıkardığı sorunların bilgisayar bilimcileri ve mühendislerinin etik davranışlarının geliştirilmesine daha fazla odaklanılmasıyla giderilebileceği iddia edildi. Şirketler, sorumlu YZ, güvenilir YZ, sosyal açıdan faydalı YZ, demokratik YZ, insan merkezli YZ vb terimler ortaya attılar. Daha sonra hükümetler, uluslararası örgütler ve sivil toplum kuruluşları YZ etiği furyasına katıldılar.

Derin Sahte: Gördüğüne İnanma

İnternetin yaygınlaşmasıyla beraber ana akım medyada yer almayan gelişmelerden haberdar olmaya başladık. Daha önce ekonomik ve/veya siyasi nedenlerle sınırlı bir kitleye ulaşabilen alternatif medya artık yeni okuyucular edinebilirdi. Basılı gazete ve dergiler, web’den de haber ve makale yayımlamaya başladılar. Ayrıca sadece web’de var olan haber siteleri de vardı. Ardından web2 rüzgarı esmeye başladı. Okuyucular, web sitelerinde yer alan içerikler hakkındaki görüşlerini yazabiliyor ve beğendiği içerikleri arkadaşlarıyla paylaşabiliyordu. Sosyal medya ve akıllı telefonlarla okuyucuların üreticiliği daha da arttı. Kimi zaman alternatif medya sitelerine bile gerek kalmadı. Doğru zamanda, doğru yerde olan sıradan insanlar, akıllı telefonlarıyla çektikleri fotoğrafları kolayca sosyal ağlarda paylaşıp yaymaya başladılar. Paylaşılan bu içerikler yalnız sosyal medyada kalmadı. Alternatif medya ve hatta ana akım medya, söz konusu paylaşımlardan yararlanmaya başladı.