"Enter"a basıp içeriğe geçin

Etiket: Çin

Ütopyadan Distopyaya: Makineler

Çinli bilimciler insanların yüzlerini çok uzak mesafeden net bir şekilde görüntüleyebilen bir kamera geliştirdiklerini duyurdular. Çin Haber Servisi, 500 megapiksel çözünürlüğe sahip kameranın 120 milyon piksel çözünürlüğe sahip insan gözünden çok daha ayrıntılı görüntüler yakalayabildiğini iddia ediyor. Kamerayla on binlerce insanla dolu bir stadyumdaki her insanın yüzünün açık bir biçimde yer aldığı panoramik bir fotoğraf çekilebilecek. Bu yeni teknolojinin YZ (yapay zeka), yüz tanıma, gerçek zamanlı takip ve bulut bilişim teknolojileriyle entegre edilmesiyle beraber hedeflenen bir insan yüzünü devasa veri yığınları içinde hızla tespit etmek olanaklı hale gelecek. Haberde, hükümetin hangi biriminin ya da ajansının bu sisteme talip olduğu hakkında bir bilgi yok. Ama bu yeni teknolojinin beklenildiği gibi kalabalıkları izlemek, suçluları tespit etmek ve kazaların önüne geçmek için kullanılacağı yönünde yapılan açıklamalar var (bkz. http://www.globaltimes.cn/content/1165190.shtml).

Teknoloji, Demokrasi İçin Bir Tehdit Mi?

MIT Technology Review dergisinin Ocak 2013 sayısı, “Büyük Veri Siyaseti Kurtaracak” kapağıyla çıkmıştı. Bilişim teknolojilerinin Obama’nın seçim zaferindeki payı ve Arap Baharı sonrası hala canlılığını koruyan sosyal medya platformları siyasette yeni bir dönemin habercisi olarak karşılanıyordu. İnsanlar akıllı telefonlarındaki kameralarla yaşadıkları veya tanık oldukları olayları kaydediyor ve anında tüm dünyayla paylaşıyordu. Ana akım medyanın görmediği veya göstermediği gelişmeler sosyal medyada hızla yayılıyordu. Ayrıca sosyal medya, muhaliflere yalnız olmadıklarını hissettiriyor ve muhalifler birbirlerinden güç alarak kentlerin meydanlarına akıyordu. Dünya, sosyal medyanın yardımıyla örgütlenen ayaklanmalarla sarsılırken Silikon Vadisi, dünyayı daha demokratik bir hale getirebilecek bir güce sahip olduğuna yürekten inandığı gibi insanları buna inandırabiliyordu.

Enformasyon Savaşı: ABD, Çin ve Rusya

1979 yılının mayıs ayında Omni [1] dergisinde yayımlanan “Sibernetik Savaşlar” başlıklı makalede Jonathan V. Post, bilgisayarın gelecekteki savaşlarda üstlenebileceği rolü tartışmaktadır. Post’a (1979) göre sibernetik savaş, bilgisayar ve savaş amacıyla kullanılabilen teknolojik gelişmelerin (robotlar, lazerler, füzeler, akıllı bombalar vb) birleşmesidir ve Üçüncü Dünya Savaşı dönemine işaret etmektedir. 1993’te ise John Arquilla ve David Ronfeldt, “Siber savaş geliyor!” başlıklı makalelerinde (http://www.rand.org/content/dam/rand/pubs/reprints/2007/RAND_RP223.pdf) siber savaşı, 21. yüzyılın yıldırım harekatı (blitzkrieg) olarak değerlendirirler. Arquilla ve Ronfeldt’nin makalesi, siber savaşı modern bir bakış açısıyla tartışan, siber savaşı basitçe ordunun ve silah sistemlerinin bilgisayarlaşması olarak görmeyen ilk çalışmadır. Bu yeni savaş türünün hem olumlu (daha ucuz, kansız ve daha az riskli) hem de olumsuz (uluslar için geçmiştekinden çok daha büyük bir tehdit) olabileceğini belirtirler.