Decidim (http://decidim.org), Katalanca “karar verelim” veya “biz karar veririz” anlamına geliyor. Katılımcı demokrasi için bir dijital bir altyapı sağlıyor. Özgür yazılıma ve işbirliğine dayanan Decidim, herhangi bir kuruluşun (kamu kuruluşu, yerel belediye meclisi, dernek, üniversite, STK, mahalle, kooperatif vb) stratejik planlama, bütçe hazırlama, kamuoyu görüşünü alma, oylama yapma vb. için çok sayıda süreç oluşturmasına olanak sağlıyor. Ayrıca Decidim,
- hükümet organlarını veya meclisleri (konseyler, kurullar, çalışma grupları vb) yapılandırma,
- danışma kurulları oluşturma ve referandum yapma,
- farklı karar alma süreçlerini tetiklemek için vatandaş veya üye girişimleri oluşturma,
- geleneksel yüz yüze demokratik toplantıları (meclisler, konsey toplantıları, vb.) dijital dünyaya bağlama
olanaklarını da içeriyor.
Decidim’i kısaca katılımcı demokrasi için kamu müştereklerine dayanan, özgür ve açık bir dijital altyapı olarak tanımlayabiliriz. Bu tanıma göre Decidim öncelikle halkın, halk için, halk tarafından yönetildiği katılımcı bir demokrasi altyapısı.
Dijital altyapı terimi, dijitalleştirilen veya dijital yollarla erişilebilir hale getirilen bir dizi kaynak, veri seti, belge, kod (bilgisayar, yasal vb.), arayüz ve hizmetleri belirtiyor. Katılımcı demokrasi için geliştirilmiş bu dijital altyapı üzerinde katılımcılar, önerge oluşturma, önergeleri imzalama ve destekleme, yorum yapma, bildirim alma, kamu toplantılarına katılma veya bir oturumun tutanaklarını inceleme gibi eylemlere dayalı çok çeşitli kolektif süreçler oluşturabiliyorlar. Yöneticiler, katılımcı süreçler tasarlayabiliyor, demokratik organların (konseyler veya komiteler gibi) yapısını belirleyebiliyor, girişim türlerini tanımlayabiliyor veya danışma kurulları oluşturabiliyor.
Kamu müşterekleri terimi, projenin çoğunlukla kamu kurumları tarafından finanse edildiğini ve mümkün kılındığını, ancak daha geniş bir topluluk tarafından tasarlandığını ve yönetildiğini gösteriyor. Decidim’i yürüten topluluk, kamu görevlileri, çeşitli dernek ve vakıfların üyeleri, üniversite araştırmacıları ve öğrencileri, aktivistler, farklı şirketlerden işçiler veya sadece projenin ilkelerine bağlı gönüllülerden oluşabiliyor. Müşterekliğin sürekliliği için, söz konusu topluluğun projeyi demokratik olarak kendi kendilerine organize etmeleri ve kontrol etmeleri gerekiyor.
Decidim’in özgür ve açık olması ise altyapısal varlıklara eşit ve özgür erişim hakkına vurgu yapıyor. Buna göre insanların altyapısal varlıkları kullanabilmesini, kopyalayabilmesini, değiştirebilmesini ve yeniden dağıtabilmesini engelleyen özel mülkiyet biçimlerine karşı paylaşımı ve işbirliğini güçlendiren yasal, teknik ve sosyal araçlara vurgu yapılıyor.
Silikon Vadisi şirketleri, sık sık toplumsal ve siyasal sorunları teknolojik çözümler ve uygulamalarla aşılabilecek teknik sorunlara indirgiyorlar. Fakat Decidim’i dijital demokrasi için bir araç (uygulama) yerine katılımcı demokrasi ve teknopolitik demokratikleşme için bir altyapı olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır. Elektronik bir sağlık olamayacağı (çünkü sağlık, biyolojik ve sosyaldir) gibi elektronik veya dijital bir demokrasi de olamaz. Demokrasi, sosyal ve politik gücü içerir. Başına e- getirdiğimizde bu durum değişmez. Decidim’in amacı sosyal ve politik gücü dönüştürmektir. Dolayısıyla Decidim’deki dijital, hiçbir zaman halka açık toplantılar, konseyler, gösteriler veya grevler gibi diğer siyaset alanlarının yerine geçmeyi hedeflemez. Sadece bunları birbirine bağlamayı ve yeniden yapılandırmayı, sonuçlarını ve katılımcı olanaklarını sistemleştirmeyi (ve kimi zaman güçlendirmeyi) hedefler. John Perry Barlow’un Siberalanın Bağımsızlığı Bildirgesi’ni hatırlayalım (https://www.eff.org/cyberspace-independence). Barlow’un bu ünlü bildirgesinde siberalanın farklılığına vurgu yapılır. Decidim ise dijitalin ötesindeki siyasi ve toplumsal güç ilişkilerini dönüştürmekle ilgilenir.
Başka bir dünya, başka bir teknoloji mümkün diyoruz. İşte Decidim, tam da “başka bir teknoloji” söylemine karşılık geliyor. Decidim, kapitalist platform modeli dışında büyük ölçekli, kökten dönüştürücü bir yazılım projesi yaratmanın ve uygulamanın nasıl mümkün olabileceğini gösteriyor. Decidim, kapitalist platformların kâr arayışı, veri çıkarma ve pazar odaklı hedefler tarafından yönlendirilen sosyal eylemi koordine etme biçimlerine karşı bir alternatif sunuyor. Birincisi, dijital içerik üreten ve tüketen bir kişi olan üretketici (prosumer) figürü yerine siyasi bir aktörün merkeziliği üzerinde duruyor. İkincisi, siyasi bir aktörün merkeziliğini bireysel tercihlerin salt ifadesi, toplanması ya da çevrelenmesinin ötesinde kolektif kimliklerin, iradelerin ve zekaların inşasına izin veren alanları ifade ederek gerçekleştiriyor. Üçüncüsü, bunları kolektif düzlemi etkileyen kararlarla ilişkilendiriyor. Facebook, bir yüzler kitabıyken (face + book), Decidim (“biz karar veririz”) siyasi bağı mimarisinin merkezine yerleştiriyor.
Decidim, birbiriyle bağlantılı iki ana eğilimin etkili olduğu koşullarda ortaya çıktı. Birincisi, Batı toplumlarının temsili demokrasisinde yaşanan krizdi. Politikacılara, temsili kurumlara ve daha geniş anlamda siyasete karşı artan bir güvensizlik vardı. Neoliberal politikalar sonucunda refah devleti zayıfladı ve piyasa güçlerine tabi oldu, eşitsizlik arttı, iklim değişikliği gibi sorunlara karşı somut politikalar geliştirilemedi. Liberal demokrasiler bu gibi sorunlara karşı bir çözüm üretmek bir yana kendileri bir sorun haline geldiler. Kriz devam ediyor ve krize karşı, yeni partiler, örgütler ve alternatif kurumsal formlar deneniyor. İkincisi, dijital kapitalizmin yükselişi. Enformasyonun, bilginin, duyguların ve sosyal ilişkilerin giderek artan bir şekilde dijital platformlar aracılığıyla harekete geçirildiği ve sömürüldüğü bir sistem, ekonomik değer üretiminin temeli haline geldi. Büyük Teknoloji şirketlerinin insanların çevrim içi ve çevrim dışı yaşamları üzerindeki etkisi artarken Decidim; özgür yazılım, bilgi ve kültüre dayanan alternatif bir hat üzerinde ilerliyor. Yazının devamında önce Decidim’in temsili demokrasilerin krizine karşı geliştirdiği katılımcı demokrasi anlayışına bakacağız. Daha sonra da özgür yazılımın Decidim’in siyasal mücadelesinde nasıl bir kaldıraç işlevi gördüğünü inceleyeceğiz.
Temsili Demokrasini Krizi
Farklı demokrasi modelleri var ve birçoklarının sandığının aksine temsili demokrasi tek uygulanabilir demokrasi modeli değil. Ama günümüzde tartışılan, demokrasiden çok temsili demokrasinin krizi. Temsili demokrasinin temel yapıları son 150 yıldır neredeyse hiç değişmedi. Oy hakkının önce tüm erkekleri, daha sonra da kadınları kapsayacak şekilde genişletilmesi önemli bir gelişme olmasına karşın temsilin merkeziliğini ve kurumsal düzenlemeleri (partiler, devlet bürokrasisi vb) etkilemedi. Son yıllarda ise temsili demokrasilerin gerilediğini ve karşı karşıya oldukları sorunları çözmekte başarısız olduklarını görüyoruz. Başarısızlık iki biçimde karşımıza çıkıyor. Birincisi, eşitsizlik, iklim krizi, göçmen sorunu vb konularda temsili demokrasiler bir çözüm üretemiyor. İkincisi, siyasi partilere katılım ve güven geriledi. Yurttaşlar ne siyasal temsilcilerine ne de diğer siyasal kurumlara güveniyorlar.
Liberal demokrasinin günümüzdeki sorunların çözümünde başarısız olmasının yanında temsili demokrasinin günümüz koşullarında çetrefilleşen yapısal sorunları da var. Dünyanın tekno-bilimsel dönüşümü hızlandıkça, kamu politikasının karşı karşıya olduğu sorunlar artıyor ve karmaşıklaşıyor. Artık gerçeklik, merkezi bir yönetim sistemi için fazla karmaşık olabiliyor. Toplumun bilgisini, iradesini ve kolektif eylemini kamu politikasına dönüştürmek, örgütlemek ve ifade etmek çok sayıda sosyo-teknolojik sınırla karşı karşıya kalıyor. Bu nedenle yönetimler, belirli bir sosyal grubu oluşturan milyonlarca insanın iradesini ifade edemiyor; yurttaşların endişe duydukları konulara katkıda bulunamıyor. Üstelik insanlar, kapitalizm ve modernitenin beslediği atomizasyonun üstesinden gelmeyi başarıp siyasi süreçlere yer almak isteler bile aşmaları gereken çeşitli zorluklar var: çok kalabalıklar, birbirlerinden uzakta yaşıyorlar, yoğun bir çalışma hayatları var ve hiç boş zamanları yok. Bu bağlamda, her dört ya da beş yılda bir yapılan temsilci seçimleri toplumun sorunlarını çözmek bir yana kendisi bir sorun haline gelmiş durumda. Halkın iradesi temsil edilmiyor veya gerektiği gibi inşa edilmiyor; sadece ele geçiriliyor. Siyasi temsilciler, halkın gerçek sorunlarını çözmek yerine bunları piyasaya yönlendiriyor. Piyasanın yarattığı sorunlar ise çoğunlukla çözümsüz kalıyor ve giderek daha büyüyor.
Günümüzde temsili demokrasinin sorunları yalnızca artan karmaşıklıktan da kaynaklanmıyor. Bu sorunları, neoliberalizmin yükselişinden, sosyal çatışmalardan ve güç meselelerinden ayrı düşünmemek gerekiyor. Nitekim temsili demokrasinin son otuz yıldaki sorunlarının çoğu, üç temel güç değişiminden kaynaklanıyor:
- Gücün partilerden ve parlamentolardan yürütme güçlerine kayması, parlamento ve parti siyasetinin anlamının azalması
- Kamu hizmetlerinin dışsallaştırılması ve özelleştirilmesi; kamu yönetiminde şirket mantığının uygulanması; süreç içinde önce küresel şirketlerin, daha sonra da Büyük Teknoloji Şirketleri’nin (Big Tech) güç kazanmasıyla el ele giden, gücün devletten piyasaya geçişi
- Ulus devletlerden AB, IMF veya Dünya Bankası gibi uluslararası hükümet kuruluşlarına geçiş, böylece hem devletlerin hem de demokrasilerin meşruiyet ve güçlerinin zayıflatılması
Ancak tüm olumsuzluklara karşın bu sürecin en başından beri sessizce ve teslimiyet içinde karşılandığını söyleyemeyiz. Daha 2000’lerin başında, neoliberal küreselleşmeye karşı çıkan ama var olan durumu savunmak yerine alternatif bir küreselleşmeyi savunan siyasi hareketler vardı. Bu hareketler, demokrasi, sosyal adalet, insan hakları ile ekonomik ve ekolojik sürdürülebilirliğe vurgu yapan alternatif bir küreselleşme çağrısı yapıyorlardı. Örgütlenmelerinin kilit bir parçası sosyoteknik ağlardı. Hareketler, ağların yalnızca teknoloji olarak değil, aynı zamanda sosyal normların ve siyasi biçimlerin tanımlanmasına yönelik modeller olarak da işlediği “kültürel ağ siyaseti”nin ilk örnekleri oldular. Örgütlenme özgürlüğü ve enformasyonun özgür akışı, hiyerarşik olmayan esnek örgütlenmeler, küresel olarak dağıtık ama yerel kökleri olan örgütlenmeler, tabana dayalı ağ medyası bu dönemin önemli miraslarıydı.
2008 yılında yaşanan kriz ise neoliberal söylemlerde ciddi gedikler açtı. 1980’lerden beri dinlediğimiz serbest ticareti, özelleştirmeyi, uluslararası ekonomik kurumları ve küresel piyasaları öven söylemler itibarlarını yitirdiler. Neoliberalizmin bu krizi, siyasetçilerden hükümetlere ve bankalara kadar resmi kurumlara karşı güvensizliğin zirve yapmasıyla temsil krizini besledi. Ancak neoliberal politikalara karşı alternatif politikalar henüz zayıftı. Bu bağlamda, 2011 yılı bir dönüm noktası oldu. Afrika’nın Kuzeyindeki Arap Ayaklanmalarından Kuzey Amerika’daki Wall Street İşgaline ve Brezilya’dan Türkiye’ye kadar insanlar seslerini yükselttiler ve daha radikal bir demokrasi talep ettiler; siyasi ve ekonomik statükoya ve artan eşitsizliğe meydan okudular.
Decidim’in arkasındaki İspanya’daki 15-M/Indignados hareketi, dijital ağları yoğun bir şekilde kullanan, dönemin ağ bağlantılı meydan hareketlerinden biriydi. Hareketler, 2011’deki ağ bağlantılı meydanlardan İpoteklerden Etkilenen İnsanlar Platformu’nun doğrudan eylem taktiklerine kadar etkili mücadelelerin içinde oldular. Podemos’tan Barcelona en Comú’ya yeni siyasal partiler çıkardılar. Yeni yurttaş inisiyatifleri İspanya’daki Mayıs 2015 seçimlerinde kayda değer bir başarı elde ettiler. Dijital platformlardaki pratikler ve dinamikler, tüm bu çalışmalarda kritik bir rol oynadılar ve herkesin siyasi alana katılımının derinliğini artırmaya çalıştılar. Bir diğer deyişle, Decidim ne özgür/açık kaynak yazılım dünyasında sıkça rastladığımız gibi bir hobi projesiydi ne de yazılımcıların kendiliğinden geliştirdiği bir yazılımdı. Decidim, çevrim dışı mücadeleleri desteklemek ve buradaki güç ilişkilerine toplumcu müdahalelerde bulunmak amacıyla geliştirildi.
Açık Hükümet ve Decidim
Liberal demokrasilerin krizine karşı neoliberal politikalarla herhangi bir sorunu olmayan ve karşı karşıya olunan sorunların özüne dokunmayan çözüm önerileri de gündeme geliyor. Bunlardan biri de açık hükümetler.
Açık hükümet, bilişim teknolojileri temelli çözümlerle (örneğin akıllı şehirler) devlet ve yurttaşlar arasındaki ilişkilerde şeffaflığı, katılımcılığı ve işbirliğini sağlamayı vadediyor. Açık hükümetle devletin yurttaşların müdahalesine, katkısına ve denetimine açılacağı öne sürülüyor. Fakat açık hükümet politikalarının önemli bir kısmı sadece ilk konuya, şeffaflığa, odaklanıyor. Bunu da açık veri politikalarına indirgiyor. Ancak bu politikalar halktan çok şirketlere yarar sağlıyor. Halk, bu veri setlerini genellikle gizemli veya kullanımı zor bulurken, şirketler, örgütsel ve ekonomik kapasiteleri sayesinde bu verilerden kendi iş modellerini güçlendirmek ve yeni iş modelleri geliştirmek için stratejik olarak yararlanabiliyorlar.
Açık hükümet modeli, devlet altyapısının üretimi, yönetimi ve tahsisine ilişkin neoliberal mantıkla gayet uyumlu. Kısa vadede maliyet azaltma iddiasıyla uygulanan politikaların uzun vadedeki sonuçları göz ardı ediliyor. Olumsuzluklar er ya da geç ortaya çıkıyor; ama açık hükümet politikaları için harcanan zaman ve para, önemli fırsatların kaçırılmasına neden oluyor. Decidim projesi, açık hükümet modellerinden farklı olarak, demokrasi için kamusal-müşterekleri temel alan bir altyapı modelini savunuyor. Demokratik ve müştereklere dayanan bir kamusallık hedefliyor.
Decidim, üç temel yönetişim dinamiği içeriyor: yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya ve aşağıdan aşağıya. Yukarıdan aşağıya yönetişim dinamiklerinde, az sayıda kişi (siyasi temsilci) eylemlerini çok sayıda kişinin (temsil ettiklerinin) geri bildirimine açar. Decidim, bu geri bildirim biçimlerini herkesin incelemesine açıyor; şeffaflık ve hesap verebilirlik mekanizmaları ile daha demokratik hale getiriyor. Tartışma mekanizmaları ile kamusal müzakereye izin veriyor; geri çağırma ve halk oylaması mekanizmaları ile insanların yönetimin eylemlerine karşı eş güdüm ve müdahale olanaklarını artırıyor. Yukarıdan aşağıya dinamikleri dönüştürmek katılımcı yönetişimin minimalist bir biçimi olsa da Decidim’in müdahalesi aslında yukarıda birkaç kişi ve grup arasında alınan kararları engellemeye yönelik ve hedefinde özellikle teknokrasi ya da lobiciliğin etkili olduğu yönetişim biçimleri var.
Aşağıdan yukarıya yönetişimde ise yurttaşlar, önergelerin hazırlanmasından veya tartışılmasından onaylanmasına ve uygulanmasına kadar kolektif karar alma sürecine doğrudan öncülük edebiliyorlar. Aşağıdan yukarıya yönetişim, kamu altyapılarının veya kaynaklarının sivil yönetimi, aktörlerin önemli bir kısmının veya tamamının vatandaş olduğu kentsel müştereklerin yönetimi biçiminde karşımıza çıkabiliyor.
Decidim ayrıca, temsili aktörlere ve hatta kamu sektörüne atıfta bulunulmayan aşağıdaki dinamikler arasındaki etkileşimlere de olanak tanıyor. Aşağıdan aşağıya ilişkiler, ağ bağlantılı sosyal iletişim ve müzakereden herhangi bir temsili organından tamamen bağımsız olan özerk örgütlenmelere kadar uzanabiliyor.
Decidim’i bir yurttaşın hükümete bir şey önermesine olanak sağlayan bir araçsallıkla sınırlamamak gerekiyor. Amaç, hükümeti ve güç ilişkilerini yeniden yapılandırmak. Decidim, mevcut sosyal eş güdüm, örgütlenme ve eylem biçimlerinin radikal bir şekilde demokratikleşmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.
Decidim Nasıl Çalışıyor?
Decidim’in iki temel ögesi var: Katılım alanları ve katılım bileşenleri.
Katılım alanlarını, katılımın nasıl gerçekleştirileceğini ve vatandaşların veya bir kuruluşun üyelerinin çeşitli faaliyetleri gerçekleştirebilecekleri ortamları veya medyayı tanımlayan çerçeveler olarak tanımlayabiliriz. Her bir alanın kendine özgü bir tasarımı var. Katılım bileşenleri ise katılım alanlarında; platformun kullanıcıları ve nesneleri arasında veya kullanıcıların kendi aralarında bir dizi olası işlem ve etkileşimi sağlayan ve tanımlayan katılımcı mekanizmalar.
Platformun katılımcıları çeşitli işlemlere olanak sağlayan bileşenler aracılığıyla etkileşime girerler. Farklı katılım alanlarına özgü özellikler vardır. Örneğin, bir kuruluşun üyeleri, bir bütçenin nasıl harcanacağına karar vermeye çağrıldığında katılımcı bütçe hazırlama sürecinin çeşitli aşamalarında farklı bileşenler devreye girer. İlk aşamalarda, yurttaşların kendi bölgeleri veya politika konularına göre sınıflandırılmış farklı ihtiyaçlarını paylaşmaları için halka açık toplantılar düzenlenebilir. Toplantılar, bir anketin tasarlanmasına ihtiyaç duyabilir. Anket sonuçları daha sonra önerilecek projeler için bir dizi kategori belirlemek için kullanılabilir. Bu aşamada, katılımcıların belirlenen ihtiyaçlara çözüm olarak projelerini sunmaları ve yayımlamaları için önerge bileşeni etkinleştirilebilir. Katılımcılar, önergeler hakkında yorum yapılabilirler. Toplantıları da içerebilen bir müzakere döneminden sonra, bütçe bileşeni, projeler arasından seçim yapmak için etkinleştirilebilir. Katılımcılar daha sonra sonuçları değerlendirmek üzere halka açık son bir toplantıya çağrılabilir ve toplantıya katılamayanlar için bir değerlendirme anketi yayımlanabilir. Son olarak, seçilen projelerin yürütülme derecesini izlemek için hesap verebilirlik bileşeni etkinleştirilebilir ve insanlar bu konuda yorum yapabilir.
Katılım Alanları
Süreçler: Çeşitli katılımcı süreçlerin oluşturulmasına, etkinleştirilmesine, devre dışı bırakılmasına ve yönetilmesine olanak tanıyan bir alandır. Katılımcı süreçlere örnek olarak bir komitenin üyeleri için seçim süreci, bütçe hazırlama, stratejik planlama, bir yönetmelik veya normun ortaklaşa yazılması, bir kentsel alanın tasarımı veya bir kamu politikası planının üretimi verilebilir.
Meclisler: Periyodik olarak bir araya gelen karar alma organları veya gruplar (konseyler, çalışma grupları, komiteler, vb.) oluşturma, bunların yapısını detaylandırma, toplantılarını listeleme ve diğer kişilerin katılmasına izin verme imkanı sunan alanlardır.
Oylamalar: Referandumları koordine etmeye, tartışmaları ve münazaraları tetiklemeye ve oylama sonuçlarını yayınlamaya olanak tanıyan bir alandır. Tek bir prosedürden oluşmaz. Seçimler bileşeni kullanılarak gerçekleştirilen özel bir oylama eyleminden önce uygun bir müzakere süreci oluşturmak için tartışmaları, argümanları, halka açık toplantıları vb. içeren bir katılımcı demokrasi alanıdır.
Girişimler: Katılımcıların işbirliği içinde yurttaş girişimleri oluşturmalarına, yollarını ve hedeflerini belirlemelerine, destek toplamalarına ve bunları tartışmalarına ve yaymalarına olanak tanıyan, katılımcılardan imza toplanabilen veya bir kuruluşun diğer üyelerine tartışmaları açılabileceği buluşma noktaları belirleyen bir alandır. Girişimler, kuruluş üyelerinin (dijital) imza kullanarak genellikle seçilmiş organlarla veya platform yöneticileriyle sınırlı olan eylemleri tetikleyebilecekleri bir alan sağlar.
Konferanslar: Bir kuruluşun önceden belirlenmiş bir dizi toplantıyı (konuşmalar, atölye çalışmaları vb.) birleştirerek, tek bir program oluşturarak ve katılımcıları yöneterek büyük bir etkinlik için bir web sitesi oluşturmasına olanak tanıyan bir alandır.
Katılım Bileşenleri
Önerge: Siyasi katılımın yapı taşlarıdır. Sorun önermek, aday önermek, çözüm önermek, proje, eylem veya yaptırım, kural veya arzu önermek amaçlı olabilir. Bir sonraki adım ise önergeleri değiştirmek, desteklemek, paylaşmak, yorum yapmak ya da reddetmektir. Önergeler, oluşturulduktan sonra yayımlanırlar. Yayımlanan önergeler onaylanabilir, yorumlanabilir veya diğer web sitelerinde paylaşılabilir.
Katılımcı Metinler: Önerge bileşeninin bir özelliğidir. Etkinleştirildiğinde uzun metin belgelerini çeşitli önergelere veya sonuçlara dönüştürmek ve tam tersini yapmak için kullanılabilir.
Yorumlar: Önergeler için etkinleştirilerek kullanıcıların yorum eklemesine; yorumun, yorum yapılan nesne (örneğin bir önerge) ile ilgili olarak lehte, aleyhte veya tarafsız olarak tanımlanmasına; yorumların oylanmasına; yorumlara iç içe geçmiş bir şekilde yanıt verilmesine ve yanıtlar hakkında bildirim alınmasına olanak tanır. Yorumlar, toplantılar, sonuçlar vb. gibi diğer bileşenlerle ilgili olarak etkinleştirilebilir.
Bütçe: Alışveriş sepeti yöntemini kullanarak katılımcı bir bütçe sürecinde oylama yapılmasını sağlar. Bu yöntemde, bir dizi proje sunulur ve her projeye belirli bir maliyet atanır. Katılımcılara bir bütçe verilir ve katılımcılar, mevcut fonlara göre projeleri seçerek “alışveriş sepetlerini” doldururlar. Böylece proje önceliklendirme sürecinde katılımcıların hesap verebilirliği teşvik edilir, kamu politikalarıyla ilişkili maliyetleri ortaya çıkararak şeffaflık desteklenir ve proje destekçilerinin yalnızca kendi teklifleri için oy kullanmasının önüne geçilir.
Hesap verebilirlik: Sonuçları projelere ayırma, uygulamalarını tanımlama, ilerleme durumlarını takip edebilme ve bu tür bilgileri kategorilere ve kapsamlara göre filtreleme imkanı sağlar.
Toplantı: Kuruluşlara ve katılımcılara toplantı düzenleme, yer ve zamanlarını belirleme, katılımcıları kaydetme ve sınırlama, toplantının yapısını ve içeriğini belirleme, tutanakları ve toplantı sonucunda ortaya çıkan önergeleri yayınlama fırsatı sunar. Öneri bileşeni ile birlikte, platformda en çok kullanılan ve karmaşık bileşenlerden biridir.
Tartışma: Katılımcıların çeşitli konular üzerinde anlamlı bir şekilde müzakere etmeleri için bir alan sağlar. Oylama veya öncelik belirleme ihtiyacı olmaksızın katılımcılar arasındaki tartışmaları kolaylaştırır.
Seçim: Katılımcıları kriptografik araçlarla desteklenen çok çeşitli sorular hakkında güvenli kararlar verebilmesine olanak sağlar.
Sıralama bileşeni: Ön yargılı olmayan ve tek tip dağılımları garanti eden rastgele, ancak tekrarlanabilir prosedürlerle bir dizi teklifin (örneğin bir jüri için adaylar) seçilmesine olanak tanır.
Sayfalar bileşeni: Zengin metin biçimlendirmesi, gömülü resimler ve videolar içeren bilgilendirici sayfalar oluşturmak için kullanılır.
Blog bileşeni: Gönderiler veya haberler oluşturmaya ve bunları kronolojik sıraya veya mantıksal olarak incelemeye izin verir.
Bülten bileşeni: Platforma kayıtlı herkese veya daha seçici olarak belirli bir alana katılanlara e-posta göndermeyi mümkün kılar.
Kısaca bileşenler aşağıdaki eylemlerin gerçekleştirilmesine yardımcı olur. Katılımcılar;
- Gezinebilir ve bilgi arayabilirler.
- Önergeler ve tartışmalar gibi farklı türlerde içerik oluşturabilirler
- Oy verebilir, destekleyebilir veya imzalayabilirler:
- Platformun herhangi bir nesnesi (teklifler, tartışmalar, sonuçlar, sıralama, vb.) hakkında yorum yapabilirler.
- Herhangi bir içeriği destekleyebilirler, bu içeriği desteklediklerini veya ilgili bulduklarını kamuya açık bir şekilde beyan edebilirler.
- Diğer katılımcıları, bir katılımcı süreci, bir girişimi, belirli bir önergeyi vb. takip edebilir ve faaliyetleri hakkında bildirim alabilirler.
- Katılımcılar ayrıca sohbet başlatmak için özel bir mesajlaşma alanından da yararlanabilirler.
- Bir toplantı için kayıt olabilirler.
- Ayrıca platform dışında içerik paylaşabilir ve yerleştirebilir, bağlantıyı diğer sosyal ağlarda paylaşabilir ve diğer sitelere içerik yerleştirebilirler.
Decidim’de farklı tipte katılımcılar vardır. Ziyaretçiler, kaydolmak veya herhangi bir bilgi vermek zorunda kalmadan tüm içeriğe erişebilir. Kayıtlı katılımcılar,içerik ve yorum oluşturabilir, toplantılara kaydolabilir, içeriği onaylayabilir, platformdaki diğer katılımcıları ve nesneleri takip edebilir, profillerini özelleştirebilir, bildirimler ve özel mesajlar alabilir. Ziyaretçiler, bir kullanıcı adı ve şifre seçerek, kullanıcı sözleşmesini kabul ederek ve bir e-posta hesabı sağlayarak platformda kayıtlı hale gelirler. Kayıtlı katılımcılar ayrıca hesaplarını resmileştirebilir (profillerinde gerçekten iddia ettikleri kişi olduklarını ispatlayabilirler). Kayıtlı katılımcılar bireysel veya kolektif (dernekler, kuruluşlar, vb.) olarak kayıt olabilirler. Kullanıcı grupları oluşturulabilir; böylece bireyler kolektiflerle ilişkilendirilebilir. Decidim, bir gruba ait katılımcıların bireysel olarak veya kolektif kimliği somutlaştırarak ifade etmelerine veya hareket etmelerine olanak tanır. Doğrulanmış katılımcılar, karar alma sürecine etkin bir şekilde katkıda bulunabilir. Bu kategoriye girmek için öncelikle kuruluşun üyeleri, şehrin yurttaşları veya karar alma grubunun (bir dernek, topluluk, kolektif vb.) bileşenleri olarak doğrulanmaları gerekir. Decidim bu doğrulamayı gerçekleştirmek için farklı yollar sunar: fiziksel doğrulama, kişisel kodla doğrulama, SMS ile doğrulama veya bir kuruluş sayımına göre doğrulama. Doğrulama yapıldıktan sonra, katılımcılar önergeleri destekleyerek, girişimleri imzalayarak ve istişarelerde oy kullanarak karar verebilirler. Yöneticiler, platformda yönetim izinlerine ve platformun arka ucuna erişime sahip katılımcılardır. Platformu yapılandırabilir; ön sayfayı tasarlayabilir; alanları ve bileşenleri açabilir, yapılandırabilir ve kapatabilir. Yöneticiler ayrıca kayıtlı veya doğrulanmış kullanıcıların platformdaki izinlerini yönetebilir. Örneğin, önerge oluşturma hem kayıtlı hem de doğrulanmış kullanıcılar için etkinleştirilebilirken, önerge desteği yalnızca doğrulanmış kullanıcılar için etkinleştirilebilir. Ayrıca (nadiren de olsa) tüm kayıtlı kullanıcıları doğrulanmış kullanıcılar olarak kabul etmeleri ve onlara karar verme yetkisi tanımlamaları da mümkündür.
Etkileyici görünüyor. Ama tüm bu katılım alanları ve katılım bileşenleri özgür yazılım olmadan hayata geçirilemezdi!
Dijital Kapitalizm
İnternet ve dijital ağlar, küresel kapitalizmin gelişimine katkıda bulundular. Ama düzen dışı hareketler de en başından beri internetten yararlanmaya çalıştılar. Daha 1990’larda Zapatistalar internet sayesinde neoliberalizme karşı mücadelelerini tüm dünyaya duyurdular. Küreselleşme karşıtı (daha doğrusu başka türlü bir küreselleşmeyi savunan) hareketler de internetten olabildiğince yararlandılar. İlk başta enformasyonun aktığı bir mecra olan internet zaman içinde insanları da ağın bir parçası haline getirdi ve onları birbirine bağladı.
2000’li yılların ikinci yarısından itibaren kullanıcıların internetteki içerikle ve diğer kullanıcılarla daha sınırlı bir etkileşim içinde olduğu Web1’in yerini Web2’ye bırakmasıyla etkileşim, sosyal ağ ve platformlardan daha çok söz etmeye başladık. Artan etkileşim, elde edilebilecek ve kullanılabilecek bilginin miktarını ve kalitesini artırdı. Yeni büyük veri analizi tekniklerinin geliştirilmesi ve sürekli artan bilgi işlem gücü, kullanıcıların ağlarla ilişkisinde köklü değişikliklere neden oldu. Fakat diğer yandan, Büyük Teknoloji şirketleri internet üzerinde giderek daha fazla söz hakkına sahip oluyordu. 2010’lara geldiğimizde insanlar sosyal ağların özgürleştiriciliğini sorguluyorlardı ve 2020’lerin başında artık Büyük Teknoloji şirketlerinin belirleyici olduğu bir internet vardı. İnsanları bir araya getiren platformlar, birkaç şirketin (etkinliklerden görüşlere ve üst verilere kadar uzanan) verileri istiflediği ve kullanıcılara neyin toplandığı, nasıl kullanıldığı veya sonuçların nasıl elde edildiği konusunda çok az söz hakkı bıraktığı yerler haline gelmişti. Şirketler, milyonlarca insanın hayatına ilişkin bugüne kadar herhangi bir devlet veya şirketten daha fazla ayrıntıya erişebiliyordu. Facebook, YouTube veya Twitter gibi sosyal ağlar, çok kısa bir süre içinde yüz milyonlarca kullanıcıya erişmişlerdi. Böylece sosyal iletişimin yeni aracılarına dönüştüler. Bu aracılık aynı zamanda şirketlere, insanların başkaları ve dünya hakkında edindikleri bilgileri önemli ölçüde etkileme (ve hatta insanların hareketlerine yön verme) olanağı da sağlıyordu.
Nitekim 2016’daki ABD seçimlerinde, Cambridge Analytica’nın Facebook üzerinden seçmen tercihlerini etkilemesi liberal demokrasinin krizini daha da derinleştirdi. İşin kötüsü, Cambridge Analytica’nın 2016 ABD seçimlerindeki operasyonu tek örnek değildi. Arjantin, Meksika, Brezilya, Sri Lanka, Malezya, Çin, Avustralya ve Güney Afrika’daki başkanlık seçimlerinin yanında Britanya’nın AB’den ayrılması için yapılan referandumda da benzer bir müdahalede bulunmuştu.
Diğer yandan özgür yazılım, bilgi, kültür ve interneti savunan; demokrasi, özgürlük, sosyal adalet ve ortaklık ilkeleri doğrultusunda mücadele eden hareketler de vardı. Bu hareketler, kimi zaman başarılı oldular ve tarihin akışını değiştirdiler. Örneğin, internet şu anda özgür yazılım öküzünün boynuzları üzerinde dönüyor (https://commons.wikimedia.org/wiki/File:The_GNU_logo.png). Kimi zaman da başarısız oldular ve şirketlerin teknoloji üzerindeki kontrolünün önüne geçemediler. Örneğin, ademimerkeziyetçi bir sosyal ağ olan Diaspora’nın kullanıcı sayısı bir milyonu aşmasına rağmen Facebook’un ve onun yarattığı tahribatın önüne geçilemedi. Her zaman başarılı olamamasına karşın özgür yazılım ilkeleri ve felsefesi, bilgi ve kültüre dair farklı alanlara yayılmaya devam etti. Özgür yazılım felsefesi Creative Commons lisansı ile kültürel çalışmalara taşındı. Creative Commons lisansları, enformasyonel ve bilişsel zenginliklerin kolektif olarak temellük edilmesine yönelik alternatif bir paradigmanın önünü açtı. Wikipedia gibi projeler özgür yazılım kültürünü bilgi alanına taşıdı. Bu alternatif paradigma altında kolektif bilgi ve bilgi üretiminin anahtarı haline geldi. Kolektif zeka biçimleri, özgür yazılımın açtığı bu hatta gelişti.
Decidim de dijital kapitalizmin hegemonik biçimlerine karşı kendisini müşterekler, demokrasi ve insan haklarını savunan bir hatta konumlandırıyor. Müşterek odaklı ekonomiye, kamu-müştereklerine ve katılımcı demokrasinin yenilikçi biçimlerinin güçlendirilmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Kısacası Decidim, özgür yazılımın özgür topluma doğru açtığı hatta ilerliyor ve Decidim Sosyal Sözleşmesi’nden de anlaşıldığı gibi özgür yazılım felsefesi Decidim’e yol gösteriyor.
Decidim Sosyal Sözleşmesi
Decidim’in kendisi her şeyden önce bir özgür yazılımdır. Kullanımı, kopyalanması ve değiştirilmesi konusunda yasal veya teknik engeller olmaksızın her zaman işbirliğine açık kalmayı hedefler. Projenin kaynak koduna ve proje hakkındaki bir çok belgeye aşağıdaki adresten erişilebilir: https://github.com/decidim .
Decidim, yazılım ve koddan yararlanacak kişilerin hak ve özgürlüklerini AGPLv3 (GNU Affero General Public License v3.0) adlı lisans ile düzenliyor. Affero lisansı, diğer copyleft lisanslarından farklı. Çünkü son kullanıcıların kodu bilgisayarlarına indirip yüklemediği, bunun yerine kodun çoğunun çalıştırıldığı bir sunucu ile etkileşime girdiği çevrimiçi hizmetler için özel olarak tasarlanmış. Bu lisans sayesinde Decidim yazılımını (veya Decidim’in herhangi bir varyasyonunu) çalıştıran bir platformdaki herhangi bir katılımcı, sunucu tarafında etkin bir şekilde çalışan koda erişmek; onu incelemek, yeniden kullanmak ve daha da geliştirmek için gerekli yasal haklara sahip. Böylece hem şeffaflık sağlanıyor, hem de çatışmalı durumlarda herhangi bir katılımcı platformu çatallama (forking) ve yeni bir platform oluşturma gücüne sahip oluyor.
Decidim’de içerikler özgürdür. Sadece kodun değil, platformun içeriğine yönelik lisanslar da özgürlüğü, paylaşımı ve işbirliğini teşvik edici nitelikte olmalıdır. Telifli materyaller insanların ifade gücünü sınırlamamalıdır. Önergeleri veya girişimleri yeniden düzenleme, kopyalama, değiştirme, yeniden kullanma ve geliştirme özgürlüğü (diğer özgürlüklerin yanı sıra) katılımcı demokrasi için kritik öneme sahiptir. Decidim’de kullanılan Creative Commons By-SA lisansı, yazarın doğrulanması ve sonraki kopyaların ve türev çalışmaların aynı lisansa uyması koşuluyla kültürel eserleri (metin, resim, video vb.) kullanma, kopyalama, değiştirme ve yeniden dağıtma haklarını garanti eder.
Özgür veri. Günümüzde, verilere asimetrik erişim veya veriler üzerindeki kontrol, dijital alanda ve ötesinde sosyal süreçleri analiz etme, anlama ve etkileme kapasitesinde eşitsizlikler yaratıyor. Decidim, web’de tekrarlanan ziyaretlerle veya az çok gelişmiş veri madenciliği teknikleriyle elde edilebilecek tüm verilerin, erişilebilir olması gerektiği ilkesini benimser. Veriler paylaşılırken mümkün olduğunca bilgisayar okuryazarlığı zayıf olan katılımcılar da göz önünde bulundurulur.
Katılımın içeriği her zaman şeffaf, izlenebilir ve bütünlüklü kalacaktır. Bu, tüm içeriğin erişilebilir ve indirilebilir olması gerektiği anlamına gelir; her önergeye ne olduğu, önergenin nereden çıktığı, hangi sonuca veya karara dahil edildiği veya neden reddedildiği veya geride bırakıldığı her zaman bilinmelidir. İçerik, herhangi bir değişiklik yapılmadan görüntülenebilmelidir ve herhangi bir değişiklik (gerekirse) kaydedilmeli; sürüm bilgileri erişilebilir ve denetlenebilir olmalıdır.
İçerik Denetimi. Önergelerin yayınlanmadan önce denetlenmesinden kaçınılması siyasi açıdan son derece önemli. Yurttaşlar görüşlerinden dolayı hükümetlerden baskı görebilirler. Önceden içerik denetimi yerine (içeriğin önce platforma gönderildiği ve denetçilerin yayın için kabul ettikten sonra yayınlandığı), Decidim içeriğin yayınlanmasını garanti etmeyi taahhüt eder. Denetim mutlaka gerekiyorsa, süreç şeffaf olmalı ve katılımcılar tarafından açık ve merkezi olmayan bir şekilde yürütülmelidir.
Şeffaflık. Platformun program koduna (nasıl çalıştığı ve neden olduğu gibi tasarlandığı da dahil olmak üzere) erişimin yanı sıra platformdaki tüm içerik de erişilebilir, incelenebilir ve indirilebilir olmalıdır. Kapitalist platformların (Twitter veya Facebook gibi) aksine, katılımcıların içeriği algoritmik ön yargılar olmadan hiyerarşik ve sistematik bir şekilde gezmelerine olanak verir. Ancak Decidim, hassas grupları veya hassas kararları korumak için özel katılımcı alanlarının yaratılmasına izin verebilir.
Bütünlük. Katılımcılar tarafından oluşturulan içeriğin değiştirilememesidir. İçerik, değiştirilmeye karşı korunmalı ve içerik değişikliğinin gerekli olduğu durumlarda bu değişiklikler takip edilebilir olmalıdır. Decidim, önerge taslaklarındaki değişikliklerin takip edilebilmesi için bir versiyon kontrol sistemi içerir. Tüm değişiklikler şeffaflık ilkesine uygun olarak izlenir ve kaydedilir.
İzlenebilirlik. Katılımcılar, başkalarının ne önerdiğini, önergenin nasıl saklandığını, düzenlendiğini ve sınıflandırıldığını (önerenler veya yöneticiler tarafından), önergeye ne olduğunu (üzerinde çalışılıp çalışılmadığını, kabul edilip edilmediğini veya neden reddedildiğini) görebilmelidir.
Hesap Verebilirlik. Alınan kararlar uygulanmadığı takdirde katılımın hiçbir değeri yoktur. Katılımcı demokrasiye yönelik bir platform, yürütme organını hesap verebilir kılacak araçları da içermelidir. Dijital bir platformun tek başına bir kararı uygulatması da katılımcılar işin tamamlanma derecesini, ilgili verileri görebilmeli, kamuya açık bir şekilde yorum yapabilmeli ve konuyla ilgili bilinçli bir kamuoyu oluşturabilmelidir.
Fırsat Eşitliği. Tüm katılımcılara ve fikirlere/projelere/önergelere eşit fırsat tanınmalıdır. Bunu sağlamak için Decidim tüm önergeleri önerge sayfasında rastgele görüntüler. Böylece önergeleri, herhangi bir sıralama algoritması uygulamadan (eski veya yeni, çok veya az destek/oy alan, yorum içeren veya içermeyen, bireyler veya bir kuruluş tarafından oluşturulan) ilk bakışta eşit derecede görünür hale getirir.
Doğrulama ile gizlilik. Kişisel veriler asla gösterilmemeli, satılmamalı veya üçüncü taraflara aktarılmamalıdır. Ayrıca katılımcıların tekliği ve demokratik hakları korunmalıdır. Dolayısıyla demokratik haklara sahip aynı bireye karşılık gelen iki doğrulanmış kullanıcı olmamalı ve bu haklara sahip tüm katılımcılar doğrulanabilir olmalıdır.
Demokratik nitelik için varsayılan ayarların kullanılması. Decidim, alanların ve bileşenlerin çeşitli seçeneklerle yapılandırılmasına izin verir. Bununla birlikte, varsayılan konfigürasyon, bilinen kullanım durumlarının çoğu için en iyi uygulamaları garanti eden bir dizi önceden belirlenmiş konfigürasyon sağlayarak demokratik niteliği artırmalıdır.
Kapsayıcılık ve çok katmanlılık. Platform erişilebilirlik standartlarına uygun olmalı, kullanımı çevrimiçi ve çevrimdışı katılımın entegrasyonunu desteklemelidir. En başından beri Decidim’i diğer katılımcı demokrasi yazılımlarından (özellikle de dijital demokrasi ve yurttaşlık teknolojisi olarak adlandırılan yazılımlardan) ayıran özellik, dijital süreçleri doğrudan kamuya açık toplantılara bağlaması ve bunun tersini yapmasıdır.
Kimler Kullanıyor
Decidim’in kamu yönetiminde kullanımına ilişkin çok sayıda örnek bulunuyor. Belediye düzeyinde kullanımda Barselona ve Helsinki şehirleri öne çıkıyor. Helsinki, 115000’den fazla kayıtlı katılımcıya sahip bir platforma sahip ve platformu son dört yılda iki kere bütçe hazırlamak için kullandılar. Barselona da Decidim’in kullanımının en yaygın olduğu şehirlerin başında geliyor. Neredeyse kentin tüm katılımcı organları, tüm sektörel ve bölgesel katılım süreçlerini platform aracılığıyla gerçekleştiriyorlar.
Decidim, devlet düzeyinde de kullanılıyor. Brezilya hükümeti tarafından 2023 yılında uygulamaya konulan Decidim şu anda 375.000’den fazla kayıtlı katılımcıya sahip ve 3500’den fazla önerge içeriyor. Fransız Senatosu ve Fransız Ulusal Meclisi tarafından yürütülen ve dilekçeleri temsilcilere yönlendirmek, tartışmalara katılmak ve imza toplamak için platformu kullanan projeler de var. Ayrıca Belçika, Mexico City ve İtalya’da, Decidim’in devlet alanında geniş çaplı konuşlandırılmasına ilişkin uygulamalar var.
Avrupa Komisyonu da Decidim’i Avrupa Birliği’nin beş güncel sorununu (kanserle mücadele, iklim değişikliğine uyum sağlama, daha yeşil şehirlerde yaşama, toprak sağlığını sağlama ve okyanusları koruma) ele alabilecek kamu politikalarını tartışmaya yönelik katılımcı süreçler oluşturmak için kullandı. Bu konuların tartışılması için Decidim’in kullanılması, sistemin test edilmesine ve Eylül 2021’den Mayıs 2022’ye kadar süren ve tüm Avrupa vatandaşlarının Avrupa Birliği’nden dokuz konuda (daha güçlü bir ekonomi, sosyal adalet ve istihdam; eğitim, kültür, gençlik ve spor; dijital dönüşüm; Avrupa demokrasisi; değerler ve haklar, hukukun üstünlüğü ve güvenlik; iklim değişikliği, çevre; sağlık; dünyada AB; göç) ne bekledikleri konusunda söz sahibi olmalarını sağlamaya adanmış Avrupa’nın Geleceği Konferansı için hazırlanmasına hizmet etti.
Decidim, DKÖ’ler (Demokratik Kitle Örgütleri) tarafından da kullanılıyor. Kolombiyalı yerli topluluklar kendi aralarında eş güdümü sağlamak için Decidim’i daha üst düzey bir örgütsel platform olarak kullandılar. Barselona Mahalle Dernekleri Federasyonu (FAVB)i yürütülecek projeleri belirleme ve önceliklendirmek için Decidim’den yararlandı.
Katalonya Açık Üniversitesi, 2022–2025 dönemi stratejik planı için Decidim’den yararlandı. Bordeaux Üniversitesi ve Caen Normandie Üniversitesi, iki binden fazla katılımcıyla Decidim’i üniversite topluluğunun, kurumun eylemlerinin geliştirilmesine geniş ölçüde dahil olmasını sağlayan bir diyalog aracı olarak kullandı.
Som Energia Cooperative veya Som Connexió gibi kooperatifler, üyelerin kooperatifin yönünü belirleyebileceği demokratik bir alan inşa etmek için Decidim’i kullanıyorlar. Bu kullanım, yıllık genel kurullarının ve yerel gruplarının örgütlenmesini de içeriyor. Ekvador, Fransa ve Japonya’da özgür yazılım toplulukları, çalışma gruplarını ve konferansları örgütlemek için Decidim’den yararlanıyor.
Barselona Kent Konseyi Demokratik Yenilik Departmanı, eğitim alanlarında vatandaş katılımını teşvik etmek için Decidim Liseleri adlı bir program başlattı. Program, öğrencilerin katılımcı süreçler tasarlayıp yürütebilmeleri için bir Decidim platformunu okulların kullanımına sunuyor. İlk adım, ailelerin, öğretmenlerin ve öğrencilerin katılımını sağlamak için okullarda katılımcı faaliyetler başlatmak oldu.
Ve Türkiye…
Türkiye’de herhangi bir Decidim girişimine rastlamadım. Sadece İzmir’in geçen dönemki belediye başkanı Tunç Soyer’in, Decidim’i Bizİzmir’e (https://www.bizizmir.com/) benzeten bir sosyal medya paylaşımı var. Sendikalarımızda, meslek örgütlerimizde, demokratik kitle örgütlerimizde de herhangi bir girişime rastlamadım.
Decidim, 18 dile çevrilmiş. https://translate.decidim.org/ sitesinde Decidim’in Türkçeye çevrilme oranının şu anda %57 olduğu görülüyor. Tek eksiğimiz, Decidim’i kullanmaya istekli bir yerel yönetim veya iç süreçlerini demokratikleştirmek isteyen bir örgüt.
Kaynaklar
Barandiaran, X. E., Calleja-López, A., Monterde, A., & Romero, C. (2024). Decidim, a Technopolitical Network for Participatory Democracy: Philosophy, Practice and Autonomy of a Collective Platform in the Age of Digital Intelligence (p. 133). Springer Nature. https://link.springer.com/book/10.1007/978-3-031-50784-7, son erişim 20.06.2024
İlk Yorumu Siz Yapın