Tüm dünyada hızlı ve altüst edici gelişmeler yaşanıyor. Teknolojik yenilikler hızlanıyor, küresel tedarik zincirleri parçalanıyor, ekonomik bağımlılıklar jeopolitik rekabetlerde etkili bir silah haline geliyor. Şubat ayında Paris’te gerçekleştirilen Yapay Zekâ (YZ) Eylem Zirvesi’nde de şahit olduğumuz gibi Avrupa, ABD ve Çin arasında sıkışmış durumda. Avrupa Birliği (AB) Trump yönetiminin “Önce Amerika” politikası ve saldırgan hamleleri karşısında bir çıkış yolu arıyor.
Avrupa jeopolitik ve jeoekonomik olarak yüksek derecede risk altında. COVID-19, Ukrayna savaşı, yarı iletken kıtlığı ve artan enerji fiyatları Avrupa’nın küresel tedarik zincirlerine olan bağımlılığını gösteriyor. Özellikle otomotiv üretimi ve sağlık hizmetleri gibi sektörler, yaşanan aksaklıklardan ciddi biçimde etkilendiler. Elbette ki AB’nin karşı karşıya olduğu sorunları tamamen teknolojiye bağlayamayız. Ancak günümüzde dijital teknolojiler, jeopolitik ve ekonomik rekabet gücünün oluşumunda giderek daha belirleyici oluyor. AB, şimdiye kadar çoğunlukla yabancı şirketlerin faaliyetlerini düzenleyen ve şirketleri, Avrupa’nın önem verdiği (başta mahremiyet olmak üzere) değerleri dikkate almayan zorlayan bir politika izledi. Fakat teknolojik bağımlılıkları ve ekonomik kırılganlıkları nedeniyle bunda yeterince başarılı olamadı.