"Enter"a basıp içeriğe geçin

Kategori: Teknolojik Çözümcülük

Yazılımların Karmaşıklaşması ve Platformların Gücü

Bilişim teknolojileri uzunca bir süredir gündelik yaşamın kritik bir parçası. Bir yandan, gündelik yaşamın giderek daha geniş bir alanını etkiliyorlar. Eğitimden sağlığa, altyapı hizmetlerinden sosyal ilişkilere kadar bilişim teknolojilerinin yaşamımızdaki yeri giderek genişliyor. Diğer yandan, bilişim teknolojilerinin yaşamımızdaki etkileri de derinleşiyor ve onlara bağımlılığımız artıyor.

19 Temmuz 2024’te yaşamın bir çok alanını etkileyen kaosun söz konusu genişleme ve derinleşmenin bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Kaos, bilgisayar güvenliği hizmeti veren bir “endpoint protection” (uç nokta koruma) firması olan CrowdStrike’ın gönderdiği bir güncelleme ile başladı. CrowdStrike’ın güncellemesi sonucunda Microsoft Windows işletim sistemli bilgisayarlar çöktü ve bilgisayarların düzgün bir şekilde açılmasını engelleyen, Mavi Ölüm Ekranı olarak adlandırılan bir döngünün içine hapsoldular. Sağlık, eğitim, havacılık, bankacılık gibi çok farklı sektörlerde, milyonlarca bilgisayarı etkiledi; ameliyatlar ertelendi, uçaklar uçmadı, bankacılık işlemleri aksadı…

Görünürde olayın iki aktörü vardı: Microsoft ve Crowdstrike.

Başka Bir Ulaşım, Başka Bir Şehir

Eylül ayında SEC (Securities and Exchange Commission – ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu), Oracle’ın 2016-2019 yılları arasında Yabancı Yolsuzluk Uygulamaları Yasası (FCPA) hükümlerini ihlal ettiğini duyurdu. SEC’e göre Oracle’ın Türkiye ve BAE’deki yan kuruluşları, Oracle politikalarını ve prosedürlerini ihlal ederek yabancı yetkililerin teknoloji konferanslarına katılmaları için rüşvet fonlarını kullanmıştı. Bu fonlar sayesinde yetkililerin aileleri uluslararası konferanslarda ve Kaliforniya’ya yapılan yan gezilerde kendilerine eşlik etmişti. Oracle, SEC’in iddiaları karşısında sessiz kalmayı tercih etti. Söz konusu iddiaları kabul eden ya da reddeden bir açıklama yapmadı ama hakkındaki yolsuzluk dosyasını kapatmak için SEC’in 23 milyon dolarlık cezasını ödemeyi kabul etti (https://www.sec.gov/news/press-release/2022-173).

Teknolojik Çözümcülük

2016’daki ABD seçimleri sonrası patlak veren Facebook/Cambridge Analytica skandalı sonrasında teknoloji şirketleri bir meşruiyet krizi içine girdiler. Özellikle internet kullanıcılarının gözetimi üzerine kurulu iş modelleri daha çok sorgulanmaya başlandı. Daha bir kaç yıl öncesinde Wall Street’ten Tahrir Meydanı’na demokrasinin yıldızı olarak görülen bu şirketler artık herkesin eleştirdiği “kötü adamlar”dı. Google, Facebook ve Amazon gibi teknoloji şirketleri bir kelime oyunuyla kötü (BAADD) olmakla suçlanıyorlardı: büyük (big), rekabeti engelleyen (anti-competitive), bağımlılık yapan (addictive) ve demokrasi için yıkıcı (destructive) aktörlerdi (https://www.economist.com/leaders/2018/01/18/how-to-tame-the-tech-titans). Düzenleyici kurumların ve politikacıların hedefindeydiler; kamuoyu desteği giderek azalıyordu.