"Enter"a basıp içeriğe geçin

Etiket: Apple

Facebook’tan Uber’e Dijital Ekonomi

Cambridge Analytica adlı veri analiz şirketinin milyonlarca Facebook kullanıcısının özel verilerine ulaştığı ve bu bilgilerle ABD seçmeninin davranışlarını etkilediği daha önce de konuşuluyordu. Ama geçtiğimiz günlerde bu skandalın ayrıntılarını da öğrendik. Mark Zuckerberg, 21 Mart’ta yaptığı açıklamada (https://www.facebook.com/zuck/posts/10104712037900071) ve ABD Senatosu’nda verdiği ifadede hatalarını kabul etmekle beraber bir mağduriyet portresi çizmeye çalıştı. Cambridge Analytica, Facebook’la yaptığı sözleşmeyi ihlal etmişti. Bu gibi sorunların tekrar yaşanmaması için gerekli önlemler alınacaktı. Ama sorun ya Cambridge Analytica değil de buna zemin hazırlayan dijital ekonomiyse?

Dijitalleşme ve Kullanıcıların Mülksüzleştirilmesi

Eylül ayının üçüncü cumartesi günü yazılım özgürlüğü günü (https://www.softwarefreedomday.org/) olarak kutlanıyor. Etkinliğin amacı özgür yazılım ve yararları hakkındaki farkındalığı artırmak ve özgür yazılım kullanımını yaygınlaştırmak. Yazılımdaki özgürlüğü, hem özgür yazılım hareketinin içinden hem de dışından birçok insanın yaptığı gibi GNU/Linux işletim sistemine indirgememek gerekiyor. Yıllar önce bilgisayar denilince akla ilk gelen sadece ev kullanıcılarının kişisel bilgisayarlarıydı. Kişisel bilgisayarları, dizüstü bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve tabletler izledi. Bu süreçte, kullanıcıların bilgisayarla yaratıcı etkileşimi, bir diğer deyişle bilgisayarı, üreticinin öngörmediği veya öngöremediği biçimlerde kullanma olanağı zayıfladı. Günümüzde ise gündelik hayatta kullandığımız nesnelerin bilgisayarlaşmasına şahit oluyoruz. Artık “arabanız tekerlekli bir bilgisayardır; uçak kanatları olan bir bilgisayardır; saatiniz, çocuğunuzun oyuncağı, hatta kalp piliniz özünde bir bilgisayardır” (Perzanowski ve Schultz, 2016). Nesnelerin interneti bağlamında gündeme gelen akıllı cihazlar yine birer bilgisayardır. Bu nedenle bilgisayarlardaki yazılımın özgürlüğü, 27 Eylül 1983’te Richard Stallman’ın GNU (GNU is Not Unix) projesini duyurarak özgür yazılımın fitilini ateşlediği dönemden daha vazgeçilmezdir. Kişisel bilgisayarlarda kullandığımız yazılımların özgürlüğünü düşünmek GNU/Linux, LibreOffice, Mozilla gibi yazılımların başarısı dikkate alındığında artık daha anlaşılırdır. Buna karşın, araba, kalp pili, giyilebilir teknoloji ve mobil cihazlar gibi günümüz bilgisayarlarındaki yazılımların kaynak koduna sahip olunabileceğine, nasıl çalıştığının öğrenilebileceğine ve kodda değişiklikler yapılabileceğine ihtimal vermeyiz. Hatta çoğu insan bu cihazların içinde yazılım bulunduğunu bile unutmuştur. Ama aynı teslimiyet 27 Eylül 1983 için de geçerlidir ve o zaman da özgür bir işletim sisteminin olabileceğine pek ihtimal verilmemektedir.

Büyük Beşli: Apple, Microsoft, Alphabet, Facebook ve Amazon

Teknoloji firmalarını heyecanla takip ediyoruz. Bill Gates’in söylediği gibi iki yılda neler yapılabileceği hakkında abartılı tahminler yapılsa da gelecek on yıl için hep düşük tahminlerde bulunuluyor. Dünya için birkaç bilgisayarın yeterli olacağını veya insanların evlerinde bir bilgisayar istemeleri için herhangi bir neden olmadığını düşünenler yanıldılar. On yıl sonra büyük veri, yapay zeka ve diğer alanlardaki araştırmaların sonuçlarının gündelik yaşamı nasıl etkileyeceği sorusuna yanıt vermek güç. Büyülenmiş gibi izliyoruz ve biz izlerken dünya değişiyor. Bir zamanlar internetin “Büyük Beşli”si olarak bilinen Apple, Microsoft, Alphabet (Google’ın ana şirketi), Facebook ve Amazon artık kapitalizmin Büyük Beşli’si olarak anılıyor. Büyük Beşli’yi takip eden IBM, Intel, Cisco gibi eski devlerin yanı sıra Airbnb, Tesla ve Uber gibi hızla büyüyen yeni şirketler de yenilikçi teknolojiler geliştirmede iddialı.

Bilişim Dünyasının Karanlık Yüzü: Uluslararası Dijital İşbölümü

Brecht’in okuyan işçisi sorar:

Yedi kapılı Thebai şehrini kuran kim?

Kitaplar yalnız, kralların adını yazıyor,

yoksa krallar mı taşıdı kayaları?

Ama biz sormayız. Bilgisayarlarımız, yazıcılarımız, akıllı telefonlarımız, tabletlerimiz… Her gün kullandığımız bu ürünlerin kimler tarafından üretildiğini bilmeyiz. Daha kötüsü bilmediğimizi de bilmeyiz. Sözkonusu ürünlerin kimler tarafından üretildiği sorulduğunda aklımıza sadece markaları gelir: HP, Apple, Samsung, LG, IBM, Acer, Asus, Dell, Sony vs. Haksızlık yapmayalım, Apple yerine Steve Jobs diyenlerimiz de vardır. Sol yanımız bastırır, biraz daha insaflı davranırsak ezberimizi konuşturur HP çalışanları, Apple çalışanları, Samsung çalışanları deriz.

Sosyal Medyanın Sosyalliği

Facebook’a herhangi bir eleştiri getirdiğimde önce karşıma Arap Baharı çıkardı; şimdi de Gezi çıkıyor. Tepki çoğunlukla aynı oluyor; sosyal ağların hükümetlerin etki alanının dışında özerk bir iletişim alanı yarattığıyla başlanıp Wall Street’ten, Tahrir’den ve Taksim’den dem vuruluyor. Sosyal medyanın isyanların nedeni olduğunu düşünene pek rastlamıyorum. Ama genellikle dünyanın dört bir yanındaki toplumsal hareketlerle sosyal medya kullanımı arasında bir bağ kuruluyor ve Facebook’u ya da Twitter’ı eleştirdiğinizde sosyal medya savunucularının gözünde teknoloji karşıtı bir makine kırıcısına dönüşüyorsunuz.