Çinli bilimciler insanların yüzlerini çok uzak mesafeden net bir şekilde görüntüleyebilen bir kamera geliştirdiklerini duyurdular. Çin Haber Servisi, 500 megapiksel çözünürlüğe sahip kameranın 120 milyon piksel çözünürlüğe sahip insan gözünden çok daha ayrıntılı görüntüler yakalayabildiğini iddia ediyor. Kamerayla on binlerce insanla dolu bir stadyumdaki her insanın yüzünün açık bir biçimde yer aldığı panoramik bir fotoğraf çekilebilecek. Bu yeni teknolojinin YZ (yapay zeka), yüz tanıma, gerçek zamanlı takip ve bulut bilişim teknolojileriyle entegre edilmesiyle beraber hedeflenen bir insan yüzünü devasa veri yığınları içinde hızla tespit etmek olanaklı hale gelecek. Haberde, hükümetin hangi biriminin ya da ajansının bu sisteme talip olduğu hakkında bir bilgi yok. Ama bu yeni teknolojinin beklenildiği gibi kalabalıkları izlemek, suçluları tespit etmek ve kazaların önüne geçmek için kullanılacağı yönünde yapılan açıklamalar var (bkz. http://www.globaltimes.cn/content/1165190.shtml).
Etiket: otomasyon
En son, 1990 Dünya Kupası’nda oynanan maçları seyretmiştim. “Yapay öğrenme, Dünya Kupası’nın Kazananı Tahmin Etti” (https://www.technologyreview.com/s/611397/machine-learning-predicts-world-cup-winner/) haberini okuyana kadar bu yılki Dünya Kupası maçlarını seyretmeye de niyetim yoktu. İnsanın yaptığı herhangi bir işi ondan daha iyi yapan yapay zeka çalışmaları hakkında bir haber okusam çok önemsemez, “doğrudur, yapabilir” der, geçerdim. Fakat bu haber biraz Laplace’ın cinini anımsatıyordu.
George Orwell’in 1984’ü en çok satılan kitaplar listesinden düşmüyor. İnternet’in yaygınlaşmadığı ve kişisel bilgisayarların henüz belirmediği yıllarda 1984, toplumdaki bazı eğilimleri abartan bir roman olarak algılanabiliyordu. Örneğin sosyolog James B. Rule, 1973 yılında artan gözetim sistemleri üzerine oluşturulan korku hikayelerinin abartılı bir yaklaşım sergilediğini söylüyor ve bu hikayelerin gerçek olabilmesi için önünde dört büyük engelin olduğunu vurguluyordu. Birinci olarak, kişisel bilgilerin saklanması ve daha sonra bunlardan anlamlı bilgi kümeleri oluşturulabilmesi için teknik yetersizlikler vardı. İkincisi, farklı yerlerdeki bilgiyi birleştirecek merkezi bir sistem yoktu. Üçüncüsü, Orwell’in 1984’ünde bilgisayar sistemleri anlık durumları analiz edip anında yanıtlar verebiliyordu. Zamanın bilgisayarlarının gelişmişlik seviyesi düşünüldüğünde bu tamamen olanaksızdı. Dördüncüsü, 1984’de bilgisayarlar insanların her anlarını gözetleyebiliyordu ama bu 1970lerin teknolojisi için hayal bile edilemez bir durumdu.